Dizilerle İngilizce Arrow Grammarları part 1: If my math is correct part 1

17:17 0 Comments A+ a-

Selam insanlar!
Bildiğiniz gibi İngilizce blog yazmak istememe rağmen pek bir şey bulamıyordum.
Amma ve lakin benim öncelerden hazırladığım ve çok az kişinin izlediği Arrow videom aklıma geldi ve balkonuma esen püfür püfür rüzgar ve spotifydeki müziklerim eşliğinde yeni bir blog yazmaya karar verdim. Bloğun devamını okumadan önce şu videoyu bir izleyin siz.


Evet insanlar. Haliyle ilk cümle ile başlayacağım. Ama What happened? Ayy motor kazası tatlım ya gibi cümlelerin anlatımına girmemi beklemediğinizi düşünerekten ilk en karmaşık ve anlatıma ihtiyaç duyabilecek cümle ile başlıyorum.
"This would be second accident in as many weeks, if my math is correct."
Şaka maka kolay yerden geldi bu yahu. Çoğumuzun lise yıllarından bildiği if clauselar!
Ama annemizin karnından İngilizce şakıya şakıya çıkmadığımızdan bilmeyen de olabilir.
Öncelikle dikkat çekmek istediğim şey şu ki normalde wouldla başlayan cümle olunca if'li cümle geçmiş zamanda oluyor genelde. Ama bu öyle değil. Şuan bunu nasıl anlatırım diye bugda kaldığımdan, bunu en kısa zamanda birisine soracağım. Şimdilik If clauseları anlatacağım. Şu liseden beri öğrenilegelen. (bu uygun bir kelime mi oldu?)

Bize başından beri hocalar TYPE 0'ı öğretirdi. Seneye nasılsa TYPE 1'i öğreneceksiniz.
Şuan çok zor gelir TYPE 2. Sadece 0 ve 1 le idare edin falan. Ayyy, sen öğrendin de biz mi öğrenemeyeceğiz? Sen bir düzgün anlat bakalım. Anlayıp anlayamayacağımız bize kalsın değil mi? Gerçi İngilizce öğretmenlerimden birkaçı hariç hepsi mımmımmımmııım eğer mım mım mım mım gibi bir anlatışla sınıfın çoğunu İngilizce'den soğutmuştu. Üniversitedeki ilk İngilizce öğretmenim benden nefret etmiş, 25le bırakmıştı. Diğeri ise beni sadece bir kez gördü, onda da derse geç geldim diye bir azarladı. Huhuuuuv. Şuan kendimi şu hocaların bir şey yapamayacağını düşünüp nefret ettiği ama bir şey yapabilen gıcık öğrenciler gibi hissettim. Neyse IF CLAUSELAR!( size tüm typeları anlatacağım insanlar! o3o )

Şuan bendeki kitaba bakıp 6 farklı type olduğunu görünce bunu üç part halinde yapmaya karar verdim. TYPE 0 ile başlıyorum. TYPE 0 genel gerçeklik olarak adlandırılıyor.
Şöyle ki, kırmızı ile maviyi karıştırırsan mor olur. 


If
When
Whenever

Present Simple
Present Simple
Imperative
Present Modal

Böyle kafa karıştıran bir tablomuz varmış gibi görünebilir ama değil. Sadece Imperative ve Present Modal tabirleri yabancı gelmiş olabilir.
Imperative öznesiz cümle diyebiliriz imperative için.(daha sonra detaylı bir şekilde anlatırım.)
Birkaç örnek verecek olursak;
You get green if you mix red and yellow.
If/when you are ill drink lots of water. (imperative)
If/when you are ill you should drink lots of water.

TYPE 1--> Şu an ve gelecekteki olasılıklar


If
Present Simple
Present Continuous
Present Perfect
Future Tense
Imperative
Present Modal


Bu da olursa olacak anlamı taşıyan IF clause'umuz.

If I go shopping, I'll buy a new skirt.
If you need me, you can call anytime.

Böyle harika bir şekilde anlayacaktınız da bitecekti zannediyorsanız, üzgünüm ama yanılıyorsunuz. ^^ Çünkü İngilizce bu. Hani illaki bir yerden bir şey çıkartacak.
Burada çıkacak şey ise If yerine "should+S(özne)+(not)V1" eklenebiliyor.
Misal 

Call me if you have a problem--> Call me should you have a problem.

Ama sorun ki bana o kadar film izledin kitap okudun, kaç kez gördün bunu diye. Vallahi bir kez gördüysem bile hatırlamıyorum. O yüzden buna şimdilik kafanızı çok takmayın. Öncelikle TYPE 0 ve 1'i anlamaya çalışın. :3 Böyle bir çok örnek hazırlayabilirsiniz daha iyi kavrayabilmek için. Hep derim bir konuyu anlamak için kullanmak gerekir diye. Bol bol kullanmayı unutmayın insanlar! :3