Nasıl yanlışlıkla Koreli oldum?

19:38 0 Comments A+ a-

Selam insanlar, uzun zamandır blogta paylaşım yapamıyorum.
Biraz üşengeçlik biraz konu sıkıntısı.
Son zamanlarda çok karşıma çıkan bir sorularla ilgili blog paylaşayım dedim.
Aga sen Koreceyi nasıl öğrendin?
Senin annen Koreli mi?
Koreli misin Türk müsün? (HIIII KORELİYİM GÖZLERİM ESTETİK)
Şöyle en başından anlatayım, bir daha sorulduğunda buranın linkini atayım.
Değil mi efendim?
Bence de öyle olduğundan anlatmaya başlıyorum.
Ama çoooooooook başından.
Hayatım cips, kola, dizi üçlüsüyle geçiyordu.

The Vampire Diaries i bayağı bir yaladım yuttum.
Hatta son birkaç hafta da altyazı beklemiyordum, direk izliyordum.
Ama bu Damon ile Elana ayrıldı bir ara, Damon cuğum fazla gözükmedi ya.
Böyle bir izleyesim kaçtı.
Ben Damoncuğumun güzel suratı için izliyorum o diziyi,
adamlar bana çok ayıp etti.

Öyle canım sıkıla sıkıla izliyorken Almila sağolsun bana habire,
Secret Garden izle Secret Garden izle.
Bir ara mesajdan da diyordu.
20 bölüm zaten hemen biter izle falan.
Ben de diyordum tutmamıştır ki o dizi 20 bölüm.

Vallahi şuan kahkaha attım insanlar.
Ay tutmamıştır.
Ay çok biliyorsun sen gerizekalı ya :D
Ne salak bir insanmışım.
Neyse efendim.
Ben bu Secret Garden'ı izliyorum...
İzliyorum ama nasıl izliyorum.
Bir göz yaşları, bir kahkahalar............
Tarifsiz böyle.
Ki ben normalde dizilerde herkes ağladığında gülen "BÖYLE OLMASA ZATEN REYTİNGİ OLMAZDI DİZİNİN AFERİM YÖNETMENE" diyen bir insanım.

Neyse efendim, böyle ağlaya ağlaya Secret Garden'ı bitirdim, bitirdim bitirmesine de ben ne yapacağım moduna girdim.
Sonra bir Kore dizisi daha,
bir Kore dizisi daha böyle devam etti.
Başta böyle hangi diziyi izleyeyim hangi diziyi izleyeyim diye soruyorum.
Bana "PLAYFULL KISS ÇOK GÜZEL KESİN İZLE YAAAAAAĞ"
diyen insan kimdi bilmiyorum ama hayatımın 16 saatini çaldı.
Yine de izleyeyim izleyeyim dedim.
Böyle baktım bayağı bir izliyorum.
Eğlenceli falan.
AMA BEN ALTYAZI OLMASA BİR BOK ANLAMIYORUM.
Dedim kendi kendime, Korece mi öğrensem Japonca mı.
Hani HÂLÂ KONUYA O KADAR YABANCIYIM Kİ
ikisini bir tutuyorum.
İnternette baktım böyle bir, Korece için bir sürü blog var.
Japonca için hiçbir şey yok.
İyisi mi Korece öğreneyim diyorum.
Korece bloglara sarıyorum.
HAYATIMIN HATALARINDAN BİRİYDİ TAVSİYE ETMİYORUM.
Çünkü güzel bir blog yok.
Başta bayağı zorlandım bloglarda zaman kaybettiğim için.
Bir yandan da Korelilere böyle çekine çekine arkadaşlık isteği yolluyorum.
Korece konuşmaya çalışıyorum onlarla falan.
Bir tanesi konuşmıyon ki aaaaaaa ezik falan dedi bana.
Dedim 2 ay sabret konuşucam seninle Korece dedim.
Sonra 
KOREANWIKIPROJET'i buluyorum.
İlk seviyeyi sabahlayaraktan bitiriyorum.
Sonra bilgisayara ilk 3 seviyeyi kaydettim, köye gittik bizimkilerle.
Köyde bir yandan bilgisayara indirdiğim kore dizilerini tekrar tekrar izliyorum
bir yandan da çalışıp duruyorum oradaki Korece şeylere.
Sonra köyden dönüyoruz, ben bu derslerin ses kaydıyla ingilizce olarak anlatıldığı TALKTOMEINKOREAN'dan çalışmaya başlıyorum.
Sonra Facebookta gezinirken Kore grubu buluyorum tesadüfen.
Oradan Korece yazmayı deniyorum.
VE YAZIYORUM!!!!!!!!!!!!
Henüz üç ay olmuş olmasına rağmen yazıyorum bayağı bayağı.
Böyle yavaş yavaş grupta bir şeyler paylaşıyorum arkadaşlık istekleri geliyor.
Birden bir arkadaşım mesaj atıyor, Koreli bir kız var sizde kalsa olur mu?
Dedim ayıpsın kanki getir.
Öyle bir kız gelip bizde kalıyor. Sonra tesadüfen başka bir kız gelip kalıyor.
O kıza Trabzon'u gezdirirken Türk olmaktan çıkıyorum artık.
Ayasofya müzesini tarif edecek olan adam (o zamanlar inşaat vardı oralarda girişi bulmak zordu)
El kol hareketleriyle bir şeyler anlatıyor bana.
Diyorum yahu bu adam dilsiz mi acaba.
Diyorum amcaya sağdan mı dönüyoruz amca?
Amca da diyor oooooooooooo sen Türk müydün.
Amca bir seviniyor, hâlâ o gülüşündeki sıcaklığı hatırlarım.
Bu gelen abla gidecekken ilk gelen abla mesaj atıyor.
Arkadaşı buraya gelecekmiş, iyi gelsin bakalım diyorum.
Tabi erkek olduğundan sadece gezdiriyorum.
Elin Korelisiyle kalamam sonuçta.
Neyse efendim unu gezdiriyorum onunla şaapıyorum derken bir yandan da internetten bir sürü Koreliyle tanışıyorum.
Sonra bir gün yine buluşacak bir Koreli buluyorum.
Onla da gezip eve dönmek için dolmuşa bindiğimde,
Japon oluyorum artık.
Kakaotalktan bir Koreliye mesaj yazarken yanımdaki çocuk,
"LA HABU NE YAZAY LA" diyor.
Yanındaki arkadaş ayıp ayıp deyince
"YA NERDEN ANLASIN HABU JAPON" diyor.
Türkçe konuşunca ben çocuğun ses seda kesiliyor tabii.
Sonra İstanbul'a gidiyorum yazın,
HyeongYoung abi ile gezeceğim derken 4 Koreliyle birden gezerken buluyorum kendimi. Sonra İnönüde Balık Ekmek yerken 6 Koreli oluyorlar.
Sonra Senin adın Bomi olsun diyorlar.
Eyvallah diyorum.
O günden sonra Ellipı (koreliler ismimi böyle telafuz edebiliyorlar)
oluyor size Bomi Lee
Tabi yaz boyunca sevgilisi beni Kakaotalkta engellediğinden artık konuşamadığımız JinTaek, Dong Dong neydi ya, ismini unuttum çocuğun.
Bir de TaeHyun bir de çok sevgili Onniciğimle takılarakten geçirip
Trabzona ani bir dönüş yapıyorum.
Aylarca ne Korece konuşuyorum ne Koreliyle buluşuyorum.
Sonra bir gün babam arıyor, gel Bordoda koreliler var diyor.
Eyvallah deyip gidiyorum, Koreli bir aile imiş taşınmışlar falan.
Onlara yardım edeyim derken Korece Türkçe çeviri bayağı bir ilerliyor benim.
Sonra pek bir şey olmadı zaten.
Ama bana Koreliler Koreli misin? Çifte vatandaş mısın?
Fotoğraf görmeseydim Koreli sanmıştım.
gibi şeyler söyleyince ben aynı böyle oldum.

Neyse insanlar, bunu yazmamın sebebi hem uzun zamandır bu blogta bir şeyler paylaşmıyor oluşum. Hem de az çok Koreyle alakamın nasıl başladığını bilin istedim. Çünkü bazı insanlar ooo dizi alırım bir dal oo bak bak şu çocuk yakışıklıymış yavşayayım azıcık kafasında olduğumu düşünüyor.
Ki Koreli arkadaşlarımın çoğu yakışıklı değ-- tamam bazıları Allah için çok tatlı çocuklar :D ama hepsinin sevgili sorunlarıyla ilgilenen bir abla gibiyim.
Ooo bu kız facebookta Türkçe paylaşım yapmıyor, iyi ki bir Korece öğrendi şöyle böyle olmasın. Korece paylaşım yapmayı ben seçmedim, şartlar öyle gerektirdi. Ne zaman Türkçe paylaşım yapsam bu ne bu ne diye atlıyordu insanlar ben de eyvallah Korece yazacağım sizin için dedim.
Korece paylaşınca kimse bu ne demek diye sormadığından Türkçe de paylaşmayı kestim zaman zaman.
Ben böyle cevap yazmaya üşenen bir insan oldum son zamanlarda,
bloğa da pek bakmıyorum ama
bu süreç içerisinde korelilere yavşayıp çok çok eğleniyormuşum gibi düşünmeyin. Ask.fm'e gelen konu istekleri var onlara da bakacağım inşallah yakın zamanda. Yani insanlar beni yanlış anlamayın istedim.
Sadece yanlışlıkla Koreli olmuş ve son zamanlarda aşırı üşengeçleşmiş bir insanım beni böyle sevin.Ve sizlere çok nadir bir şeydir
sevdiğim Korece bir şarkı çıkması.
40 yılın başı hoşuma giden Korece bir şarkı bulmuşum. Paylaşayım sizlerle istedim. Yarına büyük olasılık blog gelecek. Yarına dek kendinize cici bakın insanlar!